19 Nisan 2024 Cuma   

Naser ŞİMŞEK / İnşaat Mühendisi / Teknik Bakış

KISSADAN HİSSE

 

TÜRKİYE Cumhuriyeti Tarihinin 2018’in nisan ve mayıs aylarını tarihi sürecini belirleyen aylar olarak hatırlayacağı kanaatindeyim.
Nisan 2017’de yapılan tarihi referandum ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemine geçti. Referandum ile seçim tarihi olarak 3 Kasım 2019 olarak belirlendi. 2017 sonbaharında muhalefetin erken seçim istekleri kamuoyunda sıkça dile getirildi. Nisan 2018’de Sn Devlet Bahçeli tarafından da erken seçimin gerekliliği dile getirildi ve 26 Ağustos tarihi seçim günü olarak işaret edildi. Gelinen noktada gerek dış gerekse iç dinamiklerden dolayı seçim tarihinin erkene alınması gerekliliği ve sistemdeki tıkanmışlığı çözmek adına Cumhurbaşkanımız Sn Recep Tayyip Erdoğan tarafından 24 Haziran 2018 tarihi erken seçim tarihi olarak deklare edildi.
 AK Parti, MHP ve BBP tarafından kurulan CUMHUR İttifakına karşılık muhalefet partilerinin erken seçim istemelerine rağmen herhangi bir hazırlıkları olmadığı adeta ‘’tek ayak üzerinde yakalandıkları’’ görüldü. Yaptıkları istişarelerde tanımladıkları ‘’çatı aday’’ formülünü oluşturamadılar. Sonuçta hepsi ayrı ayrı Cumhurbaşkanı adaylarını tespit ederek seçime dahil oldular. Yapabildikleri tek ittifak milletvekilliği seçimleri için oldu.
Türkiye en tarihi seçimlerinden birini yapacak. 
Eczacı bir kardeşim on gün evvel Viyana gezisinde kuzeninin kayınpederi ile olan sohbetini anlattı. Avusturyalı olan kayınpeder, Erdoğan’ın Avrupa ve Amerikayı dinlemediğini bu nedenle gitmesi gerektiğini direk kardeşimize anlatıyor. Düşünün ki vatandaş sade bir Avusturyalı ve Türkiye’deki değişim ile bağımsız hareket etmesinden rahatsızlık duyuyor ve Sn Cumhurbaşkanı’mızın iktidardan uzaklaştırılması gerektiği şeklinde pervasızca düşünebiliyor. 
Geçen haftasonu üç kişi bir akşam oturmasında güzel bir sohbet yaptık. Malum ekonomiden spordan sonra doğal olarak konu politikaya ve seçime geldi. İktidara Muhalif olan kişi değişimden yana olan niyetini dile getirdi. Peki kimi düşünürsün diye sorduğumda birisi bulunur şeklinde cevapladı. Değişim adına ülkeyi yönetebilecek liyakatta bir isim bulamazken değişim istemek nasıl bir çelişki. Diğer kişi İktidardan yana bazı sıkıntıları yanlış politikaları olmasına rağmen şu an için Türkiye’nin geleceği için desteklenmesi gereken liderin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi. Aklıma 2014 yılında yerel seçim sürecinde yaptığımız bir ev sohbeti geldi. O sohbette de AK Parti’yi eleştiren bir vatandaşımız bile bizi uğurlarken ülke için en hayırlı partinin AK Parti olduğu lafı geldi.
24 Hazirana kadar daha bir sürü sohbetimiz olacak. Onları da sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Kalın sağlıcakla….

Tarih: 20 Mayıs 2018 Pazar    Hit: 2220




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol