19 Nisan 2024 Cuma   

KENAN EVREN’İN ARDINDAN

 

35 YIL önce önüne çıkıp; “Geç kaldınız. Bu darbeyi yapın artık, ülke batıyor.” diyenler, bugün Kenan Evren’i yerden yere vuruyor. Kimileri, cenazesini bile boykot etti. Bunu anlamak zor değil. Olaylar, 1971 yılında askerlerin verdiği bir muhtırayla, ülkenin gündemine iyice oturdu. Sağ-sol çatışmaları, sokaklara döküldü. Memurlar ve özellikle güvenlik güçleri bile ikiye bölündü. Her gün ortalama 20’den fazla insanın öldürüldüğünü, akşam haberlerinde duymaya başladık. Kanın akmadığı gün yoktu. Sağ-sol çatışmaları, beraberinde mezhep çatışmalarını da getirdi. 
11 EYLÜL’DE AKAN KAN, 12 EYLÜL’DE DURDU
Ordu, 11 Eylül’ü 12’sine bağlayan gece, darbeyi yaptı. Kenan Evren, darbenin bilinen sebeplerini televizyona çıkıp anlattı. Daha sonraki günlerde de, çeşitli meydanlara çıkarak halkla bir araya gelip, darbenin nedenleri anlatmaya çalıştı. Kenan Evren, her gittiği yerde sevgiyle, takdirle ve alkışlarla karşılandı. Çünkü, her gün akan kanlar, 12 Eylül günü durmuştu. Durmuştu, ama o güne kadar sokak çatışmalarından ya da kurulan pusulardan, en az 5 bin kişinin hayatını kaybettiği anlaşılmıştı. 
DARBE, HAKSIZLIK YAPTI MI? 
Elbette yaptı. Ama, bilerek ve isteyerek değil. Bu meyanda kimi masum insanlar da haksız, suçsuz ve günahsız yere takibata uğradılar ve ceza aldılar. İşkence görenler de oldu. Çünkü ülkede, “Sıkıyönetim Kanunu” geçerliydi. Ne var ki, önceden var olan bu kanunu, 12 Eylül askeri yönetimi çıkarmamıştı. Bu kanunun uygulandığı bu dönemde, 650 bin kişinin gözaltına alındığını, 210 bin davanın açıldığını, 21 bin kişinin hüküm giydiğini, 229 kişinin cezaevinde eceliyle öldüğünü, 43 kişinin intihar ettiğini, zanlılara işkence yaptığı iddia edilen 544 kişinin yargılandığını, idamı istenen 7 bin kişiden 517 kişinin idama mahkum edildiğini, ancak bunlardan sadece 50 sinin asıldığını, öğreniyoruz. Bugün, Kenan Evren’i acımasızca eleştirenler, onun yaptığı Anayasa ile iktidarlarını sürdürüyor. Onun koydurduğu seçim barajı sayesinde, 3 dönemden beri tek başına iktidar oluyor. 
CENAZEYE KATILMAMAK, VEFASIZLIK 
Ona karşı ilk vefasızlık, kimi okul ve kurumlara verilen adını kaldırmakla başladı. Adana’daki büyük bir bulvara adının verilmesini hiç istememişti. Bu iktidar döneminde, önce o kaldırıldı. Evren, İstanbul’da Fenerbahçe Stadı’nın yanındaki Kadıköy Ortaokulu’ndan mezun olmuştu. Daha sonra Liseye çevrilen bu okula Kenan Evren’in adını verdim ve yapılan törene onu da davet ettim. Evren, eski Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Haydar Saltık’ı da yanına alarak törene geldi. Bana aynen; “Müdür bey; size teşekkür ederim, ama sizden sonra benim adımı bu okuldan kaldırırlar. Keşke vermeseydiniz.” dedi. Nitekim öyle oldu. Önce adını kaldırdılar, şimdi de arsasını Fenerbahçe Kulübü’ne verdiler. 12 Eylül yönetimini yargının önüne çıkaran bu iktidar, samimi olsaydı 27 Mayıs darbesini de, 12 Mart Muhtırası’nı da, hatta kendisine verilen 27 Nisan Muhtırası’nı da pek ala yargılatabilirdi. Kenan Evren, darbecilikten yargılandı ve müebbet hapis cezasına çarptırıldı ve de rütbeleri söküldü. Ancak, karar henüz Yargıtay’da olup kesinleşmediği için, suçlu olduğu hukuken söylenemez. O sebeple, onun rütbeleri hala yerinde duruyor. Onun için devlet töreni düzenlenmesi normaldir ve yasaldır. Kenan Evren’i sevsek de, sevmesek de, onun sağladığı bir düzenin sayesinde bu günlere kavuştuk. Biraz vefalı olalım, ikiyüzlü olmayalım.

Tarih: 02 Haziran 2015 Salı    Hit: 990




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol