Cemil SAĞLAM / Gazeteci Yazar / Basın Tribünü

KAŞINIYORLAR!

Şu Yunanistan’ın düştüğü içler acısı duruma bakıyorum ve gülüyorum.
Tüm iradesini Avrupa Birliği ve ABD'ye teslim etmiş bir durumda.
Batılı güçler ne zaman "savaş" ve "öl" derse bunu yapmak zorunda.
Yunanistan'ın Amerika'dan F-35 istemesi, Ege adalarını silahlandırması kendi boyunu aşan çabalardır. Zaten adalar konusunda uluslararası anlaşmaları da ihlal ediyor.
Kendi kaderini tayin etme yetisini kaybetmiş Yunan halkının sonunda Ukrayna gibi olmak istediğini hiç zannetmiyorum.
***
Olur ya, ABD’nin kışkırtması ile Yunanistan bir kahpelik yapmaya kalkarda ülkemize bir sıkıntı yaratmaya kalkar ise, Yunanistan’ın tepesine binmekle kalmayız, ABD’nin üstleri ile birlikte Yunanistan’ın başkenti Selanik’e girer, orayı Başkent ilan ederiz.
Buda böyle biline...
***
Gelelim asıl O... çocuğuna...
Ülkemizde her zaman bir kaos çıkartmak için yola çıkan bir ülke var ise oda ABD’dir.
Sözde stratejik ortak olan ABD’ye asla güvenilmez.
Dostluğun ne anlama geldiğini yazmaya gerek varmı?
Gerçek dost, kardeş gibidir, bazen kardeşten de ötedir.
Dost gibi gözüküp, çıyan gibi sokan insanlar vardır ya, işte ABD öyle bir ülkedir. Dost gibi gözükür ama Türk milletine ve devletine yapmadıkları kötülük kalmaz, hem kahpeliği yapar, hemde hiç bir şey yokmuş gibi sırıtarak yanınızdaymış gibi hareket eder!
Hani derler ya; “Akılsız dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun” denir.
ABD akılsız dost gibidir.
Rusya akıllı bir düşmandır.
ABD’nin ne zaman kahpelik edeceğini bilemezsiniz.
Rusya’nın ne zaman ne yapacağını bilirsiniz, çünkü Rusya’nın akılsızlığı direkt müdahaleyi gerektirir, o nedenle ona karşı sürekli dikkatli ve tedbirli olursunuz!
Bugüne kadar ki yaşanan süreçleri iyi tahlil edersek ABD’nin dost gibi gözüken nasıl bir düşman olduğu anlarız!
ABD güzel ülkemizin kalkınması için hiçbir hamle yapmaz, destek vermez.
Rusya ile bugün her ne kadar sağlıklı ilişkilerimiz varsada, onlar dikkat edilmesi gereken bir düşmandır.
Dünyada, birinci sırada ülkemize dost olmayan bir ülke hangisi derseniz hiç şüphesiz ABD derim.
Dost gibi gözüken müttefik ve hatta stratejik ortak ABD, Türk milletinin oyları ile seçilen hükümetin devrilmesi için mücadele ediyor, bu yetmiyor ülkemizi kan gölüne çevirmek için PKK-PYD terör örgütleri ile işbirliği yapıyor, onlara her türlü silah desteğini veriyor.
Suriye’de on binlerce insan katledildi öldü, milyonlarca Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı, ama ne gariptir ki kendi insanlarını katleden Esat rejimi halen Suriye’de yaşamaya devam ediyor.
ABD, ne kadar çırpınırsa çırpınsın afedersiniz bir taraflarını da yırtsa ülkemizi Yunanistan ile savaştıramaz!.
ABD istedi diyerek,  Devlet Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan Yunanistan’a savaşa girmez.
Olur ya; ABD’nin oyunu ile Yunanistan ülkemize yönelik saldırı yapar ise bedelini Yunan halkı ağır öder, bunun yanında ABD’nin bölgedeki egemenliğine de son veririz!
Şimdi ülkemizdeki muhalefet partileri şunu bilmesini isterim.
Rusya’dan aldığımız S400’lere kimler neden karşı çıktı?
Rum hayranlığı içinde olanlar, ABD’nin AK Parti hükümetini devirmek için yaptığı çalışmalar, hainliklere göz yumanlar ve destekleyen ülkemizdeki muhalefet partileri şunu unutmayınız.
ABD’nin desteği ile hükümetimizi devirmek isteyen ABD’ye ve Yunanistan destekli ihanetler karşısında Türk milleti tek vücut olur, hükümetin kim olduğuna bakmaksızın Türk milleti hainlikler karşısında dimdik durur!..
Takvimler 9 Eylül 1922 tarihini gösterdiğinde karaya çıkmaya çalışan Yunan ordularına İzmir halkı en güzel cevabı verdi. Bir oldu, beraber oldu güçlü bir ordu oluşturdu. Halkın gücünü desteğini alan birlik Yunan ordusunun üzerine doğru atılınca, karaya çıkan bir avuç Yunan ordusu da kaçıp kurtulmak için kendini denize attı.
Tarihe "Yunan’ın denize dökülüşü" notuyla geçen bu kahramanlık mücadelesi, Yunan devleti tarafından her daim üstü örtülerek kapatılmaya çalışılmaktadır.
Yani geçmişte olduğu gibi bugün de Türk milleti kendi huzuru için Yunanlıları ve ABD üslerini, yerle bir edecek imkan ve güce sahiptir.
Rusya’dan alınan S400’lere ABD’nin neden itiraz ettiğini bugün herkes iyi anlamalıdır.
Peki eski İçişleri Bakanlığı yapmış  ve halen İYİ Parti Genel Başkanlığı yapan Meral Akşener, S400’lerin alınmasına neden karşı çıkmıştı ve şu sözleri sarfetmiş idi; “S400’ler sarayı korumak için alınmış” şeklinde açıklama yapmış idi?
Ülkemizin güvenliği için S400’lerin önemini anlamayanlar, samimi Türk milletinin ferdi ise, ABD’nin Yunanistan’a yerleştirdiği silahlar ve kurduğu üstleri görünce neden sessiz kalıyor.
Sakın ha, ABD’nin Yunanistan’da kurduğu üslerden korktuğumuzu kimse düşünmesin, her ne kadar bazı generaller Rum seviciliğini ortaya atsa da, Türk milleti için ne Yunanlı, ne de ABD’linin hiçbir önemi yoktur.
Kurtuluş Savaşı’nda Türk milleti olarak, şucu bucu ayrımı yapmadan dört bir cephede atalarımız nasıl savaştı ise, bugün de Türk milleti olarak şucu, bucu demeden savaşacağız.
Türk Milletinin mayası sağlamdır, Türk milletinin manevi değerlerini hiç kimse yıkamayacağına göre, İT ÜRÜR, KERVAN YÜRÜR BİZDE!….
***
SÜRÜNSÜN ŞEREFSİZLER
İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üye olmak istemeleriyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Şu anda olumlu bir düşünce içinde değiliz” dedi. Erdoğan İskandinav ülkelerinin neredeyse tüm terör örgütlerinin arka bahçesi hâline geldiğini hatırlatarak, geçmişteki Türk hükûmetlerinin Yunanistan’ın NATO’ya dönmesine izin verdiklerini ve daha sonra bu ülkenin Türkiye’nin aleyhine faaliyetler içine girdiğini hatırlattı. “Bu konuda ikinci bir yanlışı Türkiye olarak işlemek istemiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı aslında Türk milletinin çoğunluğunun hislerine tercüman oldu.
Hatırlamakta yarar var. İttifak’a üyelik için herhangi bir oylama yapılmıyor. NATO üyeliğinin kendine has işleyen bir süreci var. Bir ülkenin adaylık başvurusunun üyeliğe dönüşebilmesi için hiçbir üye devletin itiraz etmemesi gerekiyor. Şayet Türkiye bu ülkelerin üye olmamasını istiyorsa yapılacak şey gayet nettir. Brüksel’deki Daimi Temsilcimiz, NATO Genel Sekreterine bir bildirimde bulunarak, bu ülkelerin üyeliğine rıza göstermediğimizi ifade edecek. Tıpkı Yunanistan’ın yıllarca Makedonya’nın NATO üyeliğini -sırf ismi sebebiyle- engellemiş olduğu gibi.
Son olarak unutmadan ekleyeyim. Bizim bir de, Tansu Çiller’in başbakanlığı esnasında, Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’nin üyeliklerine itiraz etme örneğimiz vardır. O tarihte Başbakan Çiller “Bizi AB’ye almazsanız, biz de bunları NATO’ya almayız” demişti. Sonra biz itirazımızı geri çektik ama onlar bizi AB’ye almadılar...