26 Nisan 2024 Cuma   

FETÖ’NÜN BAŞARISIZLIĞI

 

BİLİNDİĞİ üzere 17 Aralık 2013-15 Temmuz 2016’da Türkiye’de FETÖ terör örgütünün başını çektiği 2 başarısız darbe girişimi yaşanmıştı. 
17 Aralık 2013 tarihinde gerçekleştirilmeye çalışılan darbe FETÖ’cü polislerin başını çektiği Polis darbesi idi. 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilmeye çalışılan darbe ise Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tüm birimlerinde yıllarca yuvalanmış FETÖ’cüler tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan askeri bir darbe girişimi idi. 
Her ikiside başarıya ulaşamamıştı. Ancak ülkemize her yönden çok büyük zararları dokunmuştu. 15 Temmuz öncesinde FETÖ’nün güvenlik bürokrasisinde ki yapılanmasına bir bakalım: 15 Temmuz’dan bugüne kadar yayınlanan tüm ihraç listelerine bakıldığı vakit Türk Silahlı Kuvvetlerinin bütün kuvvetlerinden (Kara, Hava, Deniz, Jandarma ve Sahil Güvenlik) 5500’den fazla subay 3500 civarında astsubay’ın 400-500 kadar ise Uzman Çavuş’un ihraç edildiğini görmekteyiz. Tüm bu rakamlar toplandığında ise 9500 civarında bir rakam ortaya çıkmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü ihraç listelerine baktığımız vakit ise 8-9 bin kadarı her rütbeden olmak üzere (Emniyet Müdürü. Emniyet Amiri, Başkomiser, Komiser, Komiser Yardımcısı) rütbeli 14-15 bin civarında polis memuru olmak üzere toplamda 23-24 bin polis’in ihraç edildiğini görmekteyiz. Bütün bunlara paralel olarak 82 MİT mensubu ve 1800 civarında İnfaz Koruma Memuru (Gardiyan) ihraç edilmiştir. Tüm bu rakamlar toplandığında 15 Temmuz evvelinde FETÖ’nün Türkiye güvenlik bürokrasisinde yaklaşık 35.000 kişilik bir gücünün olduğunu görmekteyiz.Bu kadar şeye rağmen 2 darbe’nin başarısız olmasına sebep olan sebepler ne idi? 
Yukarıdaki bu sorunun cevabını vermek için 17 Aralık sürecinden başlamak isterim. Yukarıda belirtmiş olduğum gibi 17 Aralık Fetö’cü teröristler tarafından rüşvet ve yolsuzluk soruşturması adı altında yapılmış bir polis darbesi idi. FETÖ’cü hainler yaklaşık 40 yıl boyunca  devletin her kurumunda olduğu gibi Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde de çok ciddi yapılanmışlardı. EGM’yi bütünüyle ele geçirdiklerini düşündükleri vakit düğmeye bastılar ve 17 Aralık darbesini gerçekleştirdiler. Ancak hesaba katamadıkları bir şey vardı: Vatansever Polisler. Bilindiği üzere Emniyet Teşkilatı gereken şartların sağlanması halinde her ekolden her görüşten insanı kabul ettiği için gerek üst kadrolarda gerek ise alt kadrolarda çok kutuplu bir yapıya sahipti. Bunun biraz daha açık anlamı şudur ki: Emniyet içerisinde hain bir grup ihanete kalkıştığında onların bu ihanetinin karşısında durabilecek vatansever bir yapı her zaman hazır idi. Durumun bu olması 17 Aralık polis darbesinin gerçekleşmesini önlemişti. FETÖ’cü hainler bu durumu bildikleri için polislik mesleğine giren her polisi kendi yanına çekmeye çalışmış çekemediklerine türlü türlü zulümler ederek çoğunun meslekten istifa etmesine bile neden olmuşlardır. Ancak bu kadar zulüm ve haksızlığa rağmen bu çok kutuplu yapının sonunu getirememiş Emniyet’i bütünüyle tekellerine alamamışlardı ve bu durum Emniyet üzerinden yapacakları kirli operasyonlarının önüne geçmiştir. 17 Aralık darbesini gerçekleştirilen FÖTÜ’cü müdürlere ve amirlere ne olmuştu? Bilindiği üzere 17 Aralık darbesi gerçekleştiği vakit Türk yargısının 3’te 1’nin bu malum yapının elinde olması nedeniyle onlarla mücadele etmek pek kolay olmamıştı. FETÖ’cüler yargı’daki güçlerini kullanarak ağır bir vesayet oluşturmuşlardır. O yüzden bu darbenin başını çeken müdürler normal şartlarda ihraç edilmeleri gerekirken bir kısmı merkeze alınırken bir kısmı ise yüksek görevlerden (Daire Başkanlığı İl Emniyet Müdürlüğü vb) pasif görevlere atanmıştı. 
Malesef üst düzey FETÖ’cü müdürler 17 Aralık sürecinden 17 Nisan 2015 kararnamesinin yayınlandığı 1.5 yıllık süreçte emniyet içerisinde aktif olmaya devam etmişlerdi. Bilindiği üzere 17 Nisan 2015 günü bir kararname yayınlanmıştı ve bu kararnameye göre 1776 Emniyet Müdürü kadrosuzluk ve yaş haddi gibi nedenlerden emekliye sevk edilmişti. Bu kararname ile beraber FETÖ’nün Emniyet yapılanması ile mücadele farklı bir evre’ye girmişti. FETÖ’nün Emniyetin en tepesindeki ve karar verme merciilerinde bulunan adamlarının yaklaşık %95’i bu kararname ile Re’sen emekli edilmiş ve Emniyet’teki FETÖ vesayeti büyük ölçüde zayi edilmişti. Öyledir ki o kararname ile emekliye sevk edilen 1042 1.Sınıf Emniyet Müdürün’den 440 kadarı o gün emekliye sevk edilen 269 2.Sınıf Emniyet Müdürün’den 220 kadarı o gün emekliye sevk edilen 184 3.Sınıf Emniyet Müdürün’den 75-80 Kadarı FETÖ mensubu idi. Bu mevzubahis kimselerin hemen hepsi geçmişte Daire Başkanlğı, Emniyet Genel Müdür Yrd., İl Emniyet Müdürlüğü, Polis Müffetişliği PMYO (Polis Okulu) Müdürlüğü gibi kritik görevlerde bulunmaşlar idi. 
Bu Kararname ve 2014 verilerinden hareket ile beraber 1700 civarında olan 1.Sınıf Emniyet Müdürü sayısı 650’ye kadar 680 kadar olan 2.sınıf emniyet müdürü sayısı ise 460’a kadar gerilemişti. Bu operasyon’dan sonra ise FETÖ’nün emniyet yapılanmasını beyni ve kalbi adeta sökülüp atılmıştı. Eğer bu operasyon yapılmasıydı 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü Asker ve Polisler ittifak edip halkı katledeceklerdi. Hatta bu Re’sen emekli edilen müdürülerin 29 Ekim 2016 KHK’sı ile rütbe emeklilik ve mesleğin sağladığı diğer hakları (Silah Taşıma Ruhsatı Gemi Adamlığı Pilot Lisansı V.b) ellerinden alınmıştı. Geride kalan daha alt rütbelerde ki FETÖ’cü polislere aynısı yapılacaktı ancak darbe olduktan sonra büyük çoğu KHK’lar ile ihraç edildiler. 
15 Temmuz gecesi akşamın erken saatlerinde başlayıp sabahın ilk ışıklarına kadar devam eden bu darbe’de milletimiz çok dik ve kararlı bir duruş sergilemiş verilen 248 şehit ve binlerce gazi’ye rağmen bu darbe atlatılmıştı. FETÖ’nün Askeriye’de darbe teşşebüsünde bulunacak bir güce sahip olmasına rağmen Tıpkı 17 Aralık Sürecinin baş aktörü olan FETÖ’cü polislerin Emniyet bünyesinde ki vatansever polis ağırlığını aşamaması gibi ordu’daki FETÖ’cüler de vatansever asker ağırlığını aşamamıştı. 
15 Temmuz gecesi devletin tüm bürokrasisinin dik duruşu ile beraber Ordu’da her rütbe’den (General, Subay, Astsubay, Uzman Çavuş, Er) ve her ekol’den darbe karşıtı subayların bu hainler karşısında dik durması hatta Astsubay Ömer Halisdemir, Kurmay Albay Sait Ertürk gibi şehitler verilmesi sayesinde bu darbe atlatılmıştı. 
Yazımı sonlandırırken söylemek isteyeceğim şey şudur ki: ALLAH BU ÜLKEYE BİR DAHA BÖYLE ACILAR YAŞATMASIN VE BİR DAHA FETÖ GİBİ HAİNLERE BU ÜLKEDE SÖZ SAHİBİ OLMAYI NASİP ETMESİN...

Tarih: 21 Ocak 2018 Pazar    Hit: 1434




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol