19 Nisan 2024 Cuma   

Sadık KAHRAMAN / Gazeteci Yazar / Şehir ve İnsan

ERDOĞAN’IN KOZU...

 

DEMOKRASİLERDE bir ülkenin gelişmesini temin etmek siyasi ve kararlı liderlerle mümkündür. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Devleti, çok partili sistemle birlikte, “hayat” bulmuştur.
Siyasi liderin başarılı olması 2 konuya mutlak hakim olmasından geçiyor.
Ekonomiye ve Siyasete...
Türkiye’nin büyümesinde rahmetli Menderes ve merhum Özal ile aralanan kapılar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ardına kadar açılmıştır. Karizması, hitabeti ve hizmetleriyle başbakan daha  da, öne çıkmıştır.
Sağlık, eğitim, bölünmüş yol vs… uydu, kara, hava, deniz, savunma sanayinde kendi silahını üreten, 30 yıllık terörü, çözüm sürecine taşıyan, ülke ve liderine, uluslararası güçler, aramıza hoş geldin diye “hoş-görü” göstermiyorlar!..
Milli düşünenler için, 30 Mart bir eşiktir…
İngiltere, İsrail ve ABD gibi ülkelerin elinde, daima ortaya çıkardıkları bir joker oluyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, kozu, jokeri; Milletin oy’u ve duasıdır.  
***
Türkiye’nin iç ve dış düşmanları, ülkemizi Suriye’ye, Mısır’a, Ukrayna’ya benzetmek istiyor.
Bunların tuzaklarına düşülmemelidir. Dinlemeler, paralel yapı ve yolsuzluk tartışmaları, 31 Mart'ta, 1 Nisan da bitmez, “köşk” seçimlerine kadar devam eder.
Sandığa gidecek seçmen, on yılların birikimi olan, nefretini ve sevgisini boşalttığı bir seçim yaşayacak...
'Hava puslu, lakin güneş doğacak.' Binlerce insanın dinlendiği bir ortamda, olaya yolsuzluk üstünden bakılamıyor. Halk bunu böyle algılamıyor. İnanmıyor. Hatta umursamıyor bile... Neden?
Sadece, kendisine böylesine yakından ‘dokunan ve ulaşan’ bir iktidar olduğu için değil elbette...
Çünkü, “F- tipi” yapılanma diye yeri göğü inletenler, bugün can ciğerler. Cephede taraflar sıklaşıyor, ama meydanlarda iktidar ve Erdoğan abartısız, gümbür, gümbür…
ORGANİZE İŞLER!..
Önceki iktidarlar zamanında da, bugünde: Resmî bir daireye paralel bir vakıf kuruluyor. Vatandaşın işini görmek için, vakfa şu kadar yardım ve bağış yap, makbuzunla gel, bir tür rüşvet çarkı, maalesef normalleşmiş.
Her insan ve özellikle Müslüman elbette yolsuzluklara karşı olmalı, hatta hesap sormalıdır. Ancak bu ülkede artık darbe istemiyoruz, Seçimle gelen iktidarlar ancak sandıkla gitmelidir.  Askerî olsun, sivil olsun bütün darbeler kötüdür. Çağdışıdır.   
Başbakanın ofisine, yatak odalarına gizli kamera ve böcek koymak ihanettir, hukuka aykırı ağır bir suçtur.  Aynı 'karşıtlığım' yolsuzluk ve bu tür kokuşmaya karşıdır elbette.
***
Ancak ortada ‘Derinleri, derinlerle ikna veya tasfiye etme, kontrol etme savaşı var.  
Başbakan’ı frenleyecek bir koalisyon ortağı oluşturma gayretleri var. Sorumluluk sahibi olanlar, siyasiler, ana ve babalar, sokakları terörize etmek için her fırsatı deneyen, tuzak kuran, kucak açanlara karşı uyanık olmalılar.
Besleyen ve destekleyenler viskisini yudumlarken, sen, en iyi ihtimalle biber gazı yiyorsundur. Gösteri yasal şartlarda yapılır. Vandallıkla yapılmaz. Ülkücü, Kürtçü, Devrimci vs… ne olursan ol, yeter ki uyanık ol… Devlet refleksini, bunca gelişmeden anlamadın mı? Olan garip gureba ve memlekete olur. Ölenlere rahmet ailelerine ve milletimize başsağlığı dilerim. 
 ***
Seçimlerin huzur içinde geçmesini rabbimden niyaz eder, bütün partilere ve belediye başkan adaylarına başarılar dilerim.  

Tarih: 25 Mart 2014 Salı    Hit: 1215




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol