TÜRKİYE, 7 Haziran 2015 tarihinde TBMM’nin 25. Dönemi’nin 550 yeni üyesini belirlemek için sandık başına gitti. Seçim kampanyalarının merkezinde ve muhalefetin hedefinde Cumhurbaşkanı Erdoğan vardı. 

İster eleştirin, ister takdir edin Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin tarihine damga vurdu. Yıllarca yüksek oy oranlarıyla tek parti olarak hükümette kaldı ve şimdi ise Cumhurbaşkanı.

Seçim sürecinde AK Parti’yi iktidardan indirmek “düşmanımın düşmanı benim dostumdur” anlayışıyla hareket edildi. 

Seçim kampanyaları çerçevesinde HDP, allanıp-pullandı. Bir kısım medya kuruluşları tarafından seçim barajını aşması için şirin gösterildi. Ve 7 Haziran akşamı, istediklerine kavuştular. Erdoğan karşıtı çevreler, AK Parti’nin tek başına hükümet kuramamasıyla hedeflerine ulaşırken, diğer seçenek olan CHP, MHP ve HDP koalisyonu ise yoklama aşamasında kaldı… 

Çözüm süreciyle birlikte çatışmalar sona ermiş, memlekete huzur gelmişti.

Seçim sürecinde Suruç’ta patlayan bomba ve 2 polisin uyurken şehit edilmesi, sabırları yine taşırdı ve Türk savaş uçakları PKK kamplarına bomba yağdırmaya başladı. 

Aslında bunlar aysbergin görünen yüzüydü. Diğer tarafta ise, kanton bölge ve özerklik ilan etmeye hazırlanan bir örgüt bulunuyordu. Bunun için milletvekilliği yapan Gültan Kışanak’ı Diyarbakır’dan, Sırrı Sakık ise Ağrı’dan aday gösterildi. 

Planın birinci kademesinde, Güney Kürdistan’ı oluşturmaya çalışan YPG, bunda büyük ölçüde başarılı olurken, diğer taraftan da Türkiye’deki “iç savaş” için hazırlıklarını tüm hızıyla sürdürdüler. Hatta, Bülent Arınç’ın deyimiyle “karakolun önünden geçen PKK’lılar, askerlere el sallayacak” kadar rahat bir ortam buldular. 

Türkiye ise Gaziantep ve Kilis’in hemen karşısında yer alan bölgeyi “güvenli bölge” ilan ederek Özgür Suriye Ordusu’nun kontrolüne vermek istiyor. Türkiye böylece hem Güney Kürdistan’ın oluşumunu engelleyecek hem de Suriye’den gelen mültecilerin önünü kesecektir.

PKK’lıların ve onların destekleyen devletlerin yıllardır dillendirdikleri Kuzey Kürdistan ise Türkiye’yi parçalama projesidir. Osmanlı’yı cetvelle bölenler, bugün de kirli emellerini PKK üzerinden gerçekleştirmek istemektedirler. 

Önümüzde böyle bir tablo varken, bizim Erdoğan karşıtları; hâlâ “düşmanlarının düşmanları” ile kolkola gezmektedirler. Erdoğan’ın ak dediğine kara, kara dediğine de ak demeyi ilke edinen bazı siyasetçi ve medya kuruluşları, asker ve polis şehit eden PKK’yı masum ve kendini savunan bir örgüt olarak gösterme çabası içine girmişler. 

Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığı makamından indirmek için ülkeyi parçalamak isteyenlerle kolkola gezmektedirler.

Ama unutulmamalıdır ki, bu bayrak ve bu vatan her şeyin üzerindedir.