24 Nisan 2024 Çarşamba   

DÜNDEN BUGÜNE

 

Sevgili Paşavizyon Gazetesi okuyucuları, öncelikle Paşavizyon Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni kadim dostum Cemil Sağlam’a teşekkür etmek istiyorum. Böylesine güçlü, yerelin amirali diyebileceğimiz,  her ay düzenli çıkan bir gazetede köşe yazarlığı daveti için.
Bundan böyle sizlerle her ay bu sayfada buluşacağız. Bende sizlere dilim döndüğünce, fikirlerimi, deneyim ve gözlemlerimi aktarmaya çalışacağım.
Gelelim yazımıza, konumuz siyaset ve politika. Ülkemiz yaklaşık olarak 60 gün sonra seçime gidiyor. Tüm dünyada ve ülkemizde siyaset, bulunduğu coğrafya ve ülkesine hizmet üretmektir. Bütün siyasi partilerin temel amacı ülke içerisinde kendi halkına hizmet üretmek. Hizmetteki amaç, sadece alt veya üst yapı değil, özgürlükler, adalet, şeffaf yönetim, kamunun mallarını halk için kullanmak, dış politikada sınırlarının güvenliğini sağlamak temel amaç olsa da aslında dünyada söz hakkı olan bir ülke yaratmak, emir, talimat alan değil, müzakere etmektir.
İşte tam da burada yaklaşık 20 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti iktidarına, bu dönemde çok eleştiriler yapılırken, acaba bu eleştiriler haklı eleştiriler mi? Bunun için halkımızın AK Parti öncesini ve sonrasını iyi bilmesi gerek.
AK Parti’nin bir kitle partisi olduğunu unutmamak gerek. Bu kitle partisi 20 yıldır gerek merkezi yönetim, gerekse yerel yönetimlerin idaresini elinde tutuyor. Bu sürede mutlaka eksik, yanlış işler olmuştur, olmaması da imkansızdır.
Ama takdir edelim ki, Türkiye ilk defa güçlü lider, içeride-dışarıda ülkesini ve ülke menfaatini savunmuş, yıllarca ezilmiş, yasaklanmış, ötekileştirilmiş, sessiz çoğunluğun sesi olmuş bu kesimlerin örgütlenmesinden tutun, siyaset yapma hakkını tanımıştır. Gerek kürt politikasında, gerek alevi meselesi, hatta gayri müslimlerin sorununu çözmüş, bu konuda bir devrim yapmıştır. Ülkenin kaynaklarını doğru kullanarak alt ve üst yapı, savunma sanayisinde adeta bir yeni çığır açmış, bu konuda devrim sayılacak yatırımlar yapılmıştır.
Kuşkusuz güçlü iktidarların, birçok alanda dönüşümler gerçekleştirmesi ve yeni semboller üretmesi hayatın bir gerçekliğidir. AK Parti lideri Erdoğan da icraatları, tercihleri ve söylemleri ile Türkiye’nin gidişatına kritik etkilerde bulunmuş bir siyasetçidir.
Sonuç olarak mutlaka 20 yılın sonunda eleştirilebilecek, mutlaka eksikler varmıdır vardır. Yada bu hareketin içine sızmış çıkar grupları varmıdır vardır. Ama doğru bir özeleştiri yapılması gerektiğini de düşünüyorum. Lakin Türkiye’nin yakaladığı bu ritminin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle de geçmişte Siyasal İslam’dan gelmiş muhafazakar kitlenin eleştirilerini haklı bulmuyorum. Yıllarca Ayasofya sloganı atmış, “Taksim’e cami” diye bağırmış, “Baş örtüsüne özgürlük” demiş bu kitle Ayasofya’da namaz kılmaya, Taksim’de cami avlusunda kitap okumaya, başörtülü büyük elçiden tutun, bakan ve bir sürü meslekte görev almaya başladılar.
Bugün 70 yıldır bunlarla mücadele etmiş ana muhalefet partisi başörtüsü için kanun teklifi vermeye mecbur bırakmış bu AK Parti’nin, CHP’ye yaptırdığı bir devrimdir.
Değerlendirme yapacağımız zaman, tüm zamanı değerlendirip, kişisel beklentilerimizi bir kenara bırakıp ülkemiz için doğru bir karar vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Saygılarımla...

Tarih: 15 Mart 2023 Çarşamba    Hit: 1013




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol