19 Nisan 2024 Cuma   

DOĞRU’NUN PEŞİNDE DOĞRU ÜZERİNE

 


KARMAKARIŞIK bir dünya, doğumla kendimizi içinde buluverdiğimiz, zevkleri, hazları ve mutluluğuyla bizi kendine çeken, büyüleyen; acıları ve zorluklarıyla da kendimizi ve hayatı bize öğreten karmakarışık İlişkiler yumağı...
Zordur hayat, zor olmasa olmazdı roman, şiir, dram ve edebiyat. Zor olmasaydı düşündürmezdi hayat. Ama düşündürür duyarlı ruhları, insanları. Onlar,  dışarıya, olaylara, olup bitene baktıkça dayanamazlar; yazarlar, çizerler, aktarırlar içlerindeki ideali, avunurlar yazdıklarıyla, yakmak isterler önlerini aydınlatan fenerleri, sürüklemek isterler o ışıkla diğerlerini...
Zordur hayat, savurur bireyleri, tuzaklarla doludur dolambaçlı yolları. Bazen yönünü bulmak zorlaşır, her yer sise bulanır, zorlaşır görmek, gürültü bastırır duymamız gerekeni, yönümüzü bulamaz, önümüzü göremez oluruz.
Hayat sorun doludur dayatır kendisini, çözmek zorunda bırakır insanı. İnsan bir anlamda ihtiyaçlarının kölesidir arkadaşlar,  hep onlar yönlendirir insan hayatını. Ama ilginçtir sadece sorunla karşılaştığında düşünür insan, sorun kendini dayattığında. Çaresiz sarılır devraldığı mirasa , gelenek, önyargı ve düşüncelere. Ama hayatta getirir bu defa değişen, yenilenen ve çeşitlenen zorlukları. Kavramak ve çözmek kalır insana.
Sorunlar iki kaynaktan çıkar hayatta; ilkin doğadan, doğa kaynaklı doğal sorunlar, diğeri insan İlişkileri ve toplu yaşamdan kaynaklanan, kaynağın insan olduğu sorunlar. İlkin insanın yenmesi, boyun eğdirmesi gereken bir doğa vardır herşeyden önce. Ama Doğa dürüsttür; kuralı, yasası bellidir yani. Zorlu, sıkı ama dürüst bir rakiptir uğraş için.
Ve insan doğayı yendi. Doğayı önce düşündü, uğraştı, çözdü sonra da boyun eğdirdi. Rüzgarı,yağmuru, dağları, bitkileri, hayvanları hepsini İhtiyaçlarına göre kendine hizmet eder hale getirdi. Doğruyu aradı.  Aklını kullandı. Bilgi , bilim ve yöntem üretti. Doğruyu aklına pusula yaptı ve doğa çözüldü. Doğa boyun eğdi. Ama insan kendini çözemedi. Ölüm korkusu dahil her  türlü korkuyla hayatını zehirlemeden,  kirletmeden yaşamayı huzuru bulmayı öğrenemedi. İşte hayat o yüzden hala zor arkadaşlar. Zorlaştıran da insan, zorluğa katlanan da...
Ama neden böyle. Mantığı keşfederken, doğayla uğraşırken pusulamız hep DEĞİŞMEYEN DOĞRU'dur arkadaşlar. İnsan ilişkileri biraz değişik. İlişkilerdeki doğru, hep değişen, gelişen, iyileşen doğrudur. En azından üzerinde konuşulabilecek biricik amaç, hep doğru yaşamak, doğru ya ulaşmak değil midir? Yaşamı geliştirmek, iyileştirmek,  dünyayı daha yaşanır  yaşandıkça mutlu olunur hale getirmek...
Doğruyu ararken düşünürüz arkadaşlar, sözcükler kullanır, söz yaparız. Olması gerekenin olanın resmini çizeriz zihnimizde ve aktarırız onları aynı resmî çizmek için karşımızdaki zihne, konuşuruz. Sözler, ya duygulara hitap eder ya da akla. Duygular, duygulanımlar değişkendir ama akıl Işık gibidir. Sanki AKIL ışık, duygu sıcaklık gibidir. Işık her şeyi görünür hale getirir, aydınlatır, herkes önünü görür. Duygular  aydınlatmaz ama adeta bizi ısıtır, hoşlandırır, tatlandırır.
Toplu yaşıyoruz arkadaşlar; Işık çok gerekli, aydınlık vazgeçilmez bu şartlarda. En azından birkaç noktada anlaşmalıyız huzur için. Zor günler arkadaşlar en azından iki noktada. Amacı ne olursa  olsun bile bile YALAN SÖYLEMEMEK ve İNSANIN İNSANI EZMESİNE karşı olmak olsun,  onlar da. 
Tekrar görüşmek üzere saygılar sunarak Doğru'ya, Doğru hayatlara.

Tarih: 14 Aralık 2016 Çarşamba    Hit: 2797




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol