ASIL acıysa içimizdeki Fransızlar “öz” olanlardan daha çok üzüldü, daha çok yas tuttu nerdeyse. 

Her gün öldürülen, katledilen binlerce Müslüman’ın tüm dünyayı sarsacak acı çığlıklarına, kulaklarını kapama başarısı gösteren İslam’ı kötülemek için adeta göz kollayan “Fransız sevdalılarımız” Müslüman diye lanse edilen iki saldırganın öldürdüğü 12 kişi için bas bas bağırıyorlar.

Gündüz vakti bırakın Fransa’yı Avrupa’nın en gözde şehirlerinden birinin ortasında elini kolunu sallaya sallaya 12 kişiyi öldüren adamların araçta unuttukları kimliklerini delil gösterip ağlaşıyorlar. Bu kadar profesyonel adamların kimliklerini unutmaları kadar absürt başka bir şey olabilir mi?

***

Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren Hristiyanlar kendilerini savunuyorlar mı?

Bizler Hristiyanların tamamını terörist ilan ediyor muyuz? Hayır!                                                                                             Artık Hümanistçe yaklaşımlarını, insan odaklı gösteremeyen adamların(!) ciddiye alınmayacağını herkes bilmeli. Ölüm saçanların İslam inancını yansıtmadığını da! 

Özgürlükler ülkesi Fransa’da “Ermeni soykırımı var” demek yasak, Peygamber Efendimiz ile ilgili utanmazca karikatür çizmek serbest; ifade özgürlüğü hatta! “Özgürlük budalalarına” duyurulur!. Aslında kim, kimle gayet açık ve net. Millet artık filmin senaristi, yönetmeni ve oyuncularını kısaca jeneriği yakından takip ediyor. Yapılan terörü elbette kınıyoruz. MİT kendi içine dönünce, Türkiye artık yönetilen ülke değil, yöneten ülke olma yoluna girmiştir.

***                                                                                                  

CHP’nin de havuzu varmış… 

2013’te bizzat Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu nezaretinde Belediye Başkanlarıyla yapılan bir toplantıda para toplayarak televizyonu ayaklandırmak istemişler. Bakırköy eski başkanı Ateş Ünal Erzen ve Kanalın başına düşünülen Uğur Dündar ise twitter ile konuyu doğrulamış.

***                                                                                                                                                                    

Pes doğrusu;

Parelel kavganın tarafı bir gazeteci Paris olayı sonrası ABD’nin hükümet sözcüsüne “Türkiye’yi teröre destek veren ülkeler arasına alacak mısınız?” sorusunu sorma kepazeliğini  gösterebildi.

***

Saldırganı ağırlar mı?

Kılıçdaroğlu bir ayakkabı saldırısına maruz kaldı. Bekir Bozdağ’a yumruk atıldığında, Cumhurbaşkanına küfür edildiğinde, Gezi Parkı’nda şehirler yağmalandığında,  her zaman duruşunu bozmayıp saldıranın tarafında yer alıyordu. Bu saldıran vatandaşımızı da ağırlar mı? Acaba!. Malum, kendisi saldırganların gür sesi.

***

Ev işcileri bekliyor;

Başbakan Davutoğlu çok önemli bir kalkınma göstergesi olan aile ve nüfus programını açıkladı. Belki pek çok vatandaş için müjde sayılacak haberler verdi.  Ama çalışmayan ev hanımlarını ve emekliyi  düşünen yok.

Kendilerine kemiksiz tulum oy veren bu kesimler neden göz ardı edilir acaba!...