22 Nisan 2025 Salı   

Muhammed SANCAKTAR / Laleli Sanayici ve İş İnsanları Derneği (LASİAD) Başkan Vekili / Geniş Açı

BOSNA’DA BİZİ BEKLEYEN TEHLİKE

 

Balkanlar’da sular yeniden ısınıyor. Bosna-Hersek’te yaşanabilecek olası krizler, Türkiye’yi de doğrudan ilgilendiriyor. Türkiye, tarihi ve kültürel bağları gereği bu gelişmelere kayıtsız kalamaz.
Bu endişeleri dile getiren ve kamuoyunun dikkatini çeken önemli bir bildiri, Türkiye Bosna Sancak Derneği ve tüm Rumeli federasyon, vakıf ve derneklerinin ortak imzasıyla yayımlandı. Bu bildiride, bölgedeki hassas dengelerin bozulma riskine dikkat çekiliyor ve kamuoyunun bu konuda bilinçli olması gerektiği vurgulanıyor.
Ben de bu önemli konuyu gündeme taşımak ve sizlerin de dikkatini çekmek adına, bu ayki köşe yazımda paylaşmak istiyorum. Bosna’da yaşanabilecek olası gelişmelere karşı duyarlı olmak hepimizin sorumluluğudur.
KAMUOYUNUN DİKKATİNE
Bosna Hersek devletinin toprak bütünlüğü ve anayasal düzenini ortadan kaldırmaya yönelik girişimlere tanık oluyoruz. İki dönem Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Üyesi olarak görev yapan Sırp Entitesi Lideri Milorad Dodik, dış güçlerden aldığı destekle Bosna Hersek’i bölmeye ve  devlet kurumlarını çalışamaz hale getirmeye hatta yeniden bir savaşın eşiğine getirmeye çalışıyor.
Önceki yıllarda Bosna Hersek toprakları içinde ayrı bir “Sırp Ordusu” kurma girişimleriyle gerilimi yükselten Dodik, bu kez de devlet düzeyindeki güvenlik ve yargı kurumlarının faaliyetlerini yasaklamayı amaçlayan bir yasa çıkardı. Ülke topraklarının yüzde 49’unu elinde bulunduran Sırp Entitesi bu düzenlemelerle fiili olarak Bosna Hersek’ten ayrılma yolunda önemli bir adım atmış oldu.
Son dönemde bölgesel istikrara zarar verebilecek gelişmeleri kaygıyla takip ediyoruz. Sırbistan ve Macaristan’a Bosna Hersek’in içişlerine, anayasal düzenine ve egemenliğine saygı göstermesi çağrısında bulunuyoruz.
Aksi yönde müdahalelerin sadece Bosna Hersek’i değil, tüm bölgeyi olumsuz etkileme potansiyeline sahip olduğunu hatırlatıyoruz.
Bosna Hersek’in hükümeti, yargısı ve güvenlik yapıları dahil tüm resmi kurumlarına yönelik her türlü meşruiyetsizleştirme girişimi tehlikelidir ve kabul edilmesi mümkün değildir. Bu kurumların güçlendirilmesi, demokratik yönetimin ve hukukun üstünlüğünün korunması için hayati önemdedir.
Söz konusu Bosna Hersek ve Balkanlar olduğunda uzlaşmacı, samimi, kararlı ve cesur adımlar atmaktan çekinmeyen Türkiye Cumhuriyeti’nin yaptığı gibi uluslararası toplum, Bosna Hersek’in istikrarına yönelik her türlü ayrılıkçı söyleme, anayasal düzene yönelik tehditlere ve istikrarsızlaştırma çabalarına karşı net bir mesaj vermelidir.
Türkiye’nin, Bosna Hersek’in egemen, bölünmez ve işlevsel bir devlet olarak kalmasını sağlamak için diplomatik, ekonomik ve siyasi desteğini devam ettirmesi ve artırması büyük önem arz etmektedir.
Türkiye’de yaşayan milyonlarca Boşnak ve Balkan kökenli vatandaşın kurduğu sivil toplum örgütleri olarak Bosna Hersek’in huzur ve refahı için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz.

Tarih: 19 Mart 2025 Çarşamba    Hit: 1255




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol