16 Nisan 2024 Salı   

BATI’DAN DÖNMEK!

 

ŞUBAT 2002’ye ait Atlas Dergisi geçti elime... 
Bugünün duyguları ile okuyunca, bel bağladığımız Batı’dan artık kopmamız gerektiğini ince ince anlatıyor.
Meğer ne çok taviz vermiş, ne uzun mesafe gitmişiz izlerinde. 
Dost sandığımız, ama her fırsatta hançeri yediğimiz Batı...
Ne diyor batı?...
***
Şöyle konuşuyor, Batılı benliğimiz:
“Müslüman kalabilirsin, ama beni yakalamak için değişmelisin dostum. Dilini değiştirmelisin önce.
Yüksek ortamlarda benim dilimi kullanmalısın.
Benim dilimi ikinci dil ya da yabancı dil olarak öğrenmen yetmez.
Kendi dilin yabancı kalmalı, hatta neredeyse etnik bir dil, benim dilim ise yüksek ortamlarda anadil olmalı. Nedir bu yüksek ortamlar? En başta yüksekokullar. 
Sonra liseler, ortaokullar, ilkokullar, hatta anaokulları. Kendi dilinle konuşmak sende aşağılık duygusuna sebep olmalı…
***
Örneğin marketing (pazarlamanın yüksek olanı) alanında benim sözcüklerimle cümleler kurmalısın. Kendi dilinle ifade etmeye çalış bak, ne kadar da bayağı kalıyor.
Global dünyanın bir parçası olarak kendini hissetmek istiyorsan, benim yaptığımı iyi yapmalısın.
Gazetelerinin, televizyonlarının isimleri bile benim dilimde olacak (Eskiden beri olanlar kalsın).
Edirne'den Sibirya'ya kadar bütün Türkler, gökteki yıldıza yıldız der, ya da "cıldız"...
***
Biliyorum binlerce yıldır bu böyleydi. Ama artık star demelisin. Unut artık yıldızı. Senin yıldızın geçmişte değil,
Doğu'da hiç değil, bizim tarafta. Zaten bu konuları da sana ben öğretmiyor muyum? Hangi ülkede
Orta Asya ile ilgili daha çok araştırma yapılıyor sanıyorsun, sende mi bende mi? Bırak sözcükleri harfleri bile istediğim gibi okuyacaksın. Kendi harfini benim okuduğum gibi söyle. 
Hem sen değil misin modern olmak isteyen? 
Kendini ve kültürünü, dilini, geleneklerini, geçmişini aşağıda hissetmezsen (açıkça değil tabii, içinde, sadece içinde) bu metamorfozu gerçekleştiremezsin dostum. Paşa'ya Pasha, Leyla'ya da Laila diyeceksin ve yazacaksın.
***
Biraz oryantalist ama, daha "Batılı gözüyle bir Doğulu şıklık!" Sen bakma köşk sözcüğüne, biz artık ona kiosk diyoruz, sen de öyle söyle. Hah şöyle! Ne diyoruz, concept üretmeliyiz. Üretken ol, kendine creative de.
Fabrikayı Ümraniye'de kur, markanı İtalyancadan al. Yoksa malını satamazsın. 
Türk olduğu anlaşılırsa ya da Türk gibi gözükürse kimse evine sokmaz. 
Sen ona, Türk olmayan bir isim bul en iyisi. Kimse de sana kızamaz. 
"Trend" böyle. Tavuk bile satamazsın. Neden, Mudurnu Chicken oldu sanıyorsun? İnsanlar tavuk değil"chicken" yemek istiyor.
 Ne zamandır, radyolar "Goood morning Türkiye" diye sesleniyor…
Bizi uyandırmak için olsa gerek!...

Tarih: 07 Eylül 2016 Çarşamba    Hit: 1058




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol