Bahar aylarının
gelmesiyle havaların ısınması, çiçeklerin açması, polenlerin
(çiçek tozu) ve diğer toz partiküllerinin ortamlarda daha fazla
dolanmasıyla birlikte alerjik şikayetlerde ve alerji bağlantılı
üst solunum yolları, sinüzit ve akciğer hastalıkları gibi
şikayetlerde artmalar olmaktadır.
Alerji dediğimiz
şey vücudun bir maddeyi yabancı olarak tanıması ve ona karşı
reaksiyon göstermesidir. Bu gösterilen reaksiyon Kulak Burun Boğaz
alanında buruna gelen alerjik maddeye karşı vücudun salgıladığı
histaminin oluşturduğu reaksiyonlara bağlı olarak burun
içerisinde kaşıntı, su gibi burun akıntısı, hapşırma, burun
tıkanıklığı veya diğer hastalıklar olarak karşımıza
çıkmaktadır. Halk arasında saman nezlesi veya tıbbi olarak
Allerjik Rinit dediğimiz hastalık iki şekilde karşımıza
çıkmaktadır:
1. Perineal Alerjik
Rinit (Yıl boyu süren)
2. Mevsimsel Alerjik
Rinit (Mevsimlere göre değişiklik gösteren)
Perineal Alerjik
Rinit veya Mevsimsel Alerjik Rinit tedavi yöntemleri aynı olmakla
beraber süre ve zamanlama da farklılıklar göstermektedir.
Mevsimsel Alerjik Rinit daha çok ilk ve sonbahar aylarında
hastalarda alerjik şikayetler artmakta iken mevsim değiştiğinde
şikayetlerde ciddi azalma görülmektedir. Bahar aylarının
başlamasıyla birlikte burun tıkanıklığı, baş ağrısı,
burunda akıntı, geniz akıntısı, boğaz ağrısı, boğazda
kaşıntı gibi, hatta kulakta kaşıntı gibi, şikayetleri olan
hastalarımıza Kulak Burun Boğaz muayenesi ve şikayetinin alerjiye
bağlı olup olmadığının tespiti ve buna göre tedavi ve korunma
yöntemleri önermekteyiz. Alerjiye bağlı oluşacak burun
mukozasında ve burun etlerinde şişmelere eğer bir de burunda
kemik eğriliği varsa burunda ciddi tıkanıklık ve bunun uzun
sürmesiyle kafatasında bulunan sinüs denilen boşluklara yeteri
kadar oksijen gönderilememesi ve bu sinüslerde oluşan havalanma
bozukluğuna bağlı olarak akut veya kronik sinüzitleri çok sık
görmekteyiz.
Sık gördüğümüz
alerjik burun hastalıkları ayrıca astım ve diğer akciğer
hastalıklarının tetikleyicisi olabilmektedir ve bir araştırmaya
göre alerjik rinitli hastaların %70’ inde alerjik astım da
görülmektedir. Bu nedenle bahar ayları ve alerjik ortamların
artacağı şu günlerde alerjenlere dikkat etmemiz ve bildiğimiz
alerjen etkenlerden korunmamız gerekmektedir. Kişi kendi yaşadığı
ortamlarda kendisine hangi maddenin alerjik reaksiyon yaptığını
tespit etmeye çalışmalıdır. Ev, işyeri, yolda veya bir kapalı
mekana girildiğinde soluduğu havadaki partiküller alerjik şikayeti
başlatacaktır. Örneğin sabah uyandıktan sonra evden çıkmadan
önce kullanılan parfüm ve deodorant vs. kokulu spreyler burunda su
gibi akıntı, hapşırma gibi şikayet oluşturuyorsa bunlara karşı
alerjimiz var demektir. Bu örnekleri de çoğaltabiliriz bağ
bahçeler, yünlü halılar, sigara dumanlı ortamlar vb.
Alerji tedavisinin
başlangıcı önce kişinin kendi alerjik reaksiyonu yapan maddenin
tespiti ve bundan uzak durmak olduğu bilinci tedavinin önemli bir
parçasıdır. Bu yöntem denendiği halde allerjeni tespit
edilemeyen ve birden fazla maddeye karşı alerjisi olan hastalar
ileri tetkik ve tedavisi için ciddi çalışan bir Allerji
İmmünoloji kliniğine başvuru yapacak, kan ve deri testleri ile
alerjeni tespit edip ona karşı aşı ve diğer tedavi yönetimine
başvurması gerekmektedir. Fakat bu söylenen yapıldığı halde
veya çeşitli sebeplerde yapılamadığı durumlarda hastanın yaşam
konforu ve şikayetlerinin giderilmesi için medikal tedavi yöntemi
olan burun spreyleri ve çeşitli anti alerjik ajanlarla hastanın
rahatlaması sağlanmaktadır.
Öncelikli olarak
dikkatli nazal (burun) endoskopik muayene ile burun içindeki
alerjinin yapmış olduğu patolojilerin saptanması ile başlayan ve
ilaç tedavisi ile devam eden tedavi yöntemlerine ek olarak çeşitli
cerrahi yöntemler uygulamaktayız.
1. Alt konkalara
(Burun eti) RF (Radyofrekans) uygulaması ile şişmiş olan burun
etlerinin küçültülmesi ve alerji yüzeyinin azaltılması.
2. Burun etlerine
radyofrekans uygulaması yapacağımız hastalarda ek olarak burun
kemiği eğriliği (iç veya dış) varsa septoplasti (iç burun
kemik eğriliği düzeltilmesi) veya septorinoplasti (iç ve dış
burun kemik eğriliğinin düzeltilmesi) ameliyatlarıdır.
Buruna uyguladığımız
Septorinoplasti ameliyatı aynı zamanda bir burun estetik operasyonu
olup hastanın burundan hava almaması düzeltilmesiyle birlikte
güzel görünüme sahip bir burun oluşturmaktayız. Yani burun
estetiği (Septorinoplasti) ameliyatı her zaman estetik kaygı ile
değil hastanın sağlığı ile ilgili yaptığımız bir
ameliyattır.
3. Bunun dışında
burunda havalanma bozukluğu sonucu oluşan Akut sinüzitlerde
medikal tedaviyi tercih etmekteyiz. Kronik sinüzitte ise yoğun
alerjiye bağlı burun ve sinüsleri dolduran polip dediğimiz burun
etlerinin temizlenmesi için veya polip oluşmamış ama sinüs
kanallarını tıkayan ödemler şişmeler mukoza kalınlaşmalarının
ortadan kaldırılmasını ve sinüsün havalandırılmasını
sağlamamız için ESC (endoskopik sinüs cerrahisi) kamera
yöntemiyle burun içinde oluşmuş polip (şeffaf beyaz jöle
kıvamlı sonradan oluşan burun etleri) veya diğer patolojilerin
temizlenmesi ve sinüs kanallarının açılması için uyguladığımız
cerrahi yöntemdir. ESC kronik sinüzit tedavisinde bizde ve tüm
dünyada oldukça başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.