25 Nisan 2024 Perşembe   

AYDINLATMA VE AYDIN ÜZERİNE

 


TARİHİN derinliklerinden gelen, duyulduğunda kendine getirici bir slogan; SAPERE AUDE!  (Aklını kendin kullanma cesaretini göster!)  Aydınlanma yüzyılında, insanoğlunun, akıl üzerine en kapsamlı eserler bırakan filozofunun kendinden sonrakilere haykırdığı bir ünlem !
İnsan topluluklarını, önyargısız bir şekilde gözlemlediğimizde, insanların düşünme ve aklını kullanma gibi konularda isteksiz oldukları hemen göze çarpar. İnsan aklının ise, insanın hatta evrenin en değerli ürünü - mülkü olduğu göz önüne alınırsa ortaya bir paradoks çıkar. Peki insanoğlu bu değerli donanımını neden kullanmaz ya da kullanamaz? 
Kant'a göre cevap TEMBELLİK VE KORKAKLIK. Bu iki duygulanım, insanların yaşamları boyunca kendi rızaları ile, erginleşmemiş, olgunlaşmamış, reşit olmamış olarak kalmalarına yol açar. Bu, onların sosyal hayatını bir sürü konumuna sokar. Ergin olmama, aynı bebeklik ve çocukluk gibi oldukça rahattır. Böyle bireylerden oluşan toplulukları yönetmek, kurnaz yöneticiler için ise ayrıca kolaylık sağlar. Bu yöneticiler böylece önlerine sersemlettikleri, aklını ve zihnini kullanmaktan üşenen, korkan sürünün; tabiri caizse, etinden, sütünden, kılından, yününden rahatça faydalanabilirler. Sürü içersinde aklını kullanma, sorgulama ve makul (akılla işlenmiş) yargılar ortaya koyanları da kurgudan ibaret, slogan, dogma ve kurallarla korkuturlar. İnsanoğlunun en değerli yetisi olan düşünme yetisi iğdiş edilir. Aklını kullanma cesareti gösterenlere de "Eski köye yeni adet mi çıkarıyorsun?"-"İcat çıkarma!" gibi anlamsız tepkiler gösterilir. Böylece sürü sorunsuz bir şekilde, istenildiği gibi yönetilir. Ama en nihayetinde bu topluluklar, medeniyet yarışından kopuk, insan olmanın erdemlerinin o müthiş hazzından uzak şekilde, zamanın ufkunda değersizleşerek yok olurlar. 
Bizim toplumumuz da, insanlarımız da, bu ergin olmayıştan hatırı sayılır şekilde etkilenmektedir. Bunun yanısıra her topluluk, toplumun çıkarlarını kendi çıkarı gibi gören, toplumla özdeşleşen, toplumu sınırlı bir bütün olarak görüp, insan onuruna yakışır şekilde geliştirmeyi kendine sorun eden, aklını ışık olarak kullanıp, yaktığı fenerle hem kendi önünü hem de toplumu aydınlatan bireyler de üretir. Bunların çokluğu ve etkililiği o toplumu medeniyet yarışında üstlere taşır.
Topluluklar için vazgeçilmez olan en azından ÖZGÜRLÜK olmalı ki; toplum kendi içinde değişip, gelişip, aydınlanabilsin. Aydınlar, toplumun eğiticileri ya da bilgiyi verileri işlemeyi bilen insanlar, toplum tarafından görevlendirilmez, sorumlu yapılmaz. Aydınlar bu sorumluluğu kendileri üstlenir ve bedelsiz taşırlar.
O halde ÖZGÜRLÜK toplumlar için vazgeçilmez önemdedir ve Kant'a göre AYDINLANMA için özgürlükten başka şeye gerek yoktur ve bunun için gerekli olan özgürlük de, Özgürlüklerin en zararsız olanıdır. Bu, "Aklı  her yönüyle ve her bakımdan, çekinmeden, kitlenin önünde ,apaçık kullanma özgürlüğü" dür.
Özgürlük  ikliminin hakim olduğu, rasyonel kararların toplumumuzu taşıdığı, aydınlarımızın sayısının ve etkisinin arttığı bir gelecek  dileyerek hoşçakalın diyorum.

Tarih: 20 Ocak 2016 Çarşamba    Hit: 1452




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol