Mayıs 2004'de AB üyesi olan Macaristan, güven veren siyasi ortamıyla istikrarlı ekonomik büyümesini sürdürüyor.
Dünyada bağımsız, adaletli ve güçlü devletlerin olması vicdan sahibi insanlar olarak en büyük arzumuzdur. Buna zulme uğrayan tüm insanlığın ve insanca yaşamak isteyenlerin şiddetle ihtiyacı var. İnsanoğlu vicdanının sesine kulak vermeli.
Günümüzde dünyanın farklı bölgelerinde 56 milyon insan aç susuz, evsiz barksız, yerinden yurdundan olmuş, mülteci olarak yaşam mücadelesi vermektedir. Son beş yıldır Türkiye 3 milyona yakın mülteciye 6 milyar dolarak yakın masraf ederek misafir etmektedir.
Türkiye üzerinden Avrupa Birliği'ne geçmeye çalışan Ortadoğu ve Asya'lı göçmenlerin köprü olarak kulandığı, en önemli giriş noktalarından birisi Macaristan'dır.
2015 yılı ilk beş ayı içerisinde 57 000 kişi sınırı aşarak Macaristan'a sığındı. Yıl sonuna kadar bu sayının 120 000'e ulaşması bekleniyor. Bundan dolayıdır ki Macaristan Sırbistan arasındaki sınır boyunca 4 metre yüksekliğinde tel çit örgü ile kapatılacaktır.
Macarlar aslında başkalarına saygılı ve misafirperver millettir. Fakat geçtiğimiz ay Macar hükümeti sokak panolarına ( bilboard ) ülkedeki mülteci ve göçmenler ile ilgili Macarca olarak ''Eğer Macaristan'a geliyorsan, kültürümüze saygı göstermelisin'' şeklinde ilanlar astı.
''Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó tarafından yapılan açıklamada ise, hükümetin 175 kilometrelik sınırın fiziksel olarak dört metrelik çit ile kapatılması emrinin verildiği söyledi.''
2015 UNİCEF'in raporuna göre her on çocuktan biri savaş meydanlarında doğup büyüyor. Yani 230 milyon çocuk dünyada her türlü zulüm ve şiddete maruz kalıyor. Suriye ve Irak bunun en bariz yaşanmakta olduğu coğrafyadır. Vicdanı olan insan bu durumu kabullenemez. Türkiye bu coğrafyada barışın tesis edilmesi adına etkili rol almayı sürdürmelidir.
Ramazan-ı Şerifin Sonunda Yine Birlikteyiz
Rahmet ve bereket ayı Ramazan-ı Şerifin sonundayız. Ramazan ayı Türkiye ve dünyada çok yoğun gündemler ile geçti.
Bayramı yaşamak için mutluluğu hep birlikte paylaşalım.
Rahmeti ve bereketi ile geçirdiğimiz mübarek Ramazan ayı sona erdi.
Önümüzde ise mutluluk içerisinde yaşamayı beklediğimiz güzel bir bayram var.
Gelin hep birlikte bu bayramda fitre, zekat ve yetim evlatlarımız için bayram havasına sokacak atmosferi, bayramın getirdiği mutluluğu çocuklarla, yaşlılarla, yakınlarımız ve muhtaçlar ile de paylaşalım.
Peygamber Efendimiz bize yaşanabilir hayatın standatlarını belirlemiştir.
“Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.” (Tirmizî)
Birçok farklı coğrafyada zalimlerin zulmü altında inleyen insanların bulunduğunu, insanlık dramının yaşandığına üzülerek şahitlik ediyoruz. Bunun son örneği Suriye'de, Filistin'de, Doğu Türkistan'da ve birçok ülkede Müslümanlara ve insanlığa reva görülen zulüm ve baskı şeklinde karşımıza çıkıyor.
Yürekler yanıyor. Kalıcı barış ve huzur biran evvel tesis edilir umudunu taşıyoruz. Bu hedef doğrultusunda gelecek tasavvurumuz hiç eksik olmamalı.
Ecdadımızın derin izlerini önümüzdeki nesillere ulaştırmak olmalı vazifemiz.
Kıymet, şeref, üstünlük ve hüküm gününün ümmete ve İslam alemine hayırlara vesile olması dileğiyle
