16 Nisan 2024 Salı   

ADALET ÜZERİNE

 

İNSAN hayatı felsefi anlamda iki bakışla incelenebilir. Biri bireysel bedensel yaşam, diğeri toplum içinde iş bölümü yaparak oluşan toplumsal yaşam. Bireysel yaşamın gerekleri kendini dolaysızca hissettirdiğinden herkes tarafından kolayca anlaşılır (Aç mıyım, üşüyor muyum, sağlıklı mıyım vb. sorulara verilen cevaplar) ve çözüm için uğraşılır. 
Fakat daha önemli uğraş ve düşünme gerektiren toplum hayatını sürdürmek, belli kıstaslara bağlıdır. Bir sürü olarak da kabul edilebilen toplumlar varlıklarını sürdürebilmek için adalet, özgürlük, eşitlik vb. değerlere ihtiyaç duyarlar. Bu değerler kendi başlarına üzerinde sadece konuşulurken bir güç ile birleştiğinde işlev kazanırlar. Güç kendi başına kördür. Yine bu değerler, ışık görevi görerek gücü ‘’iyi eylemeye’’ yönlendirir. Toplum hayatını düzenler ve geliştirir. 
Güç, akılla birleştirilip değerler ışığında yönlendirildiğinde karşımıza gelişmiş, huzurlu, en azından kavga etmeyen toplumlar, bu değerlerle yönlendirilmeyen gücün sonucunda ise karmaşa, kaos, çöküş, isyan ve devrimlerin tohumları atılmış toplumlar çıkar. 
Toplumumuzda gücün meşru sahibi ve uygulayıcı erki devlettir. Ve devlet; demokrasilerde, gücü daha doğru kullanacağına dair kanaat uyandıran yapılara emanet edilir. Bu da hükümettir. Gücü kullanma yetkisi olan hükümetler, toplumlarını bu değerlerle ışıklandırıp yönlendirdiğinde mutlu toplumlar oluşur. 
İnsan türü, teklerden oluşturduğu toplumun huzuru ve devamı için; doğru, gerçek, adalet, eşitlik, özgürlük vb. temaları ışık analojisiyle inceler. Bu kavramlar işlendikçe gelişir. Ve işlev olarak günümüzün gelişmiş demokrasileri ortaya çıkar. Bu değerler ötelenip üstleri örtülse bile nasıl ki ışık bulduğu en küçük delikten çıkıp varlığını hissettirirse, bu ışığı gören gözler ve anlayan zihinler de her zaman takipçi bulacaktır.
Ülkemizin son aylarının gündemini oluşturan ‘’yolsuzluk iddialarının’’ adaletle yüzleşmesine hep birlikte tanık olduk. Ortaya çıkan sonuçlar felsefi yorumlandığında;
1- Ortada suç yoktur. Suç iddiası olsa da önemli değildir. Yargılamaya gerek yoktur. 
2- Suç olsa da adalete gerek yoktur. Çünkü kimin sayısı fazla ise adaleti o belirler. Kalabalığın gücünü kullanma hakkı verilen şahısların kararı adaletin yerine geçer. 
3- Hukuk, adalet gibi kavramlar, sadece sıradan halka ve aynı görüşleri paylaşmayan kimselere uygulanır. Bizimle aynı siyasi görüşte olanların hukuku farklıdır, demek istemiştir.
Komisyon kararı bırakın tasvip edilmeyi, eleştiri ve üzüntünün yüksek sesle ifade edilmesini gerektiren bir olgu olarak zihinlere ve tarihe kazınmıştır. 

ÜNİVERSİTE, KAMPÜS, KÜLLİYE, YERLEŞKE

İnsanlar hayat içinde sorunlarla karşılaştıklarında çözüm yolları ararlar. Çözüm içinse elindeki sermaye aklı, bilgisi ve inançlarıdır. Günümüz modern toplumlarında insanlar akıl ve bilgiyi işler. Bilgisinin yeterli olmadığı konularda inançlarına başvurur. 
Üniversiteler, toplumsal sorunların evrensel ölçekte yerel ve öznel etkilerden bağımsız olarak çözülmeye çalışıldığı yerlerdir. Kampüs, İngilizce bir kelime olup üniversitenin mekân olarak yerleştiği alandır. Külliye, Arapça bir sözcük olup her şeyin toplu olarak bulunduğu alanı ifade eder. 
İnsanlar ilk buldukları, keşfettikleri, tarif ettikleri şeylere isim koyarlar. Üniversite ihtiyacını ilk hisseden toplum bu yere isim vermiştir. Bu ihtiyacı sonradan hisseden toplumlar bu ismi alıp kullanmaya başlamışlardır. Eğer tarihsel kökler itibarı ile bizden farklı toplumların verdiği isimler kimilerimizi rahatsız ediyorsa kendi öz dilimizden sözcükler bulmamız doğaldır. Ama bu halkın ana dili olmayıp, sırf bir inancın koyu takipçilerine şirin gözüküp tasvip ve güç devşirme amacına hizmet ediyorsa halen kullandığımız ‘yerleşke’ sözcüğünü kullanmak akla yakın görünmektedir. 

Tarih: 14 Ocak 2015 Çarşamba    Hit: 2238




  • alican sönmez  31/01/2015 10:51:43

    hocam, bu zamanda adalet madalet var mı sence? Sadece amatör kümede Adaletspor var... gerisi yalan

  • hülya yıldız  22/01/2015 08:49:25

    tebrikler hocam... çok derinlemesine bir konu işlemişsin... anlayana tabii

  • elif çelik  15/01/2015 18:16:46

    Ele alınan 3 maddeli felsefi adalet yorumunun günümüz Türkiyesine çok uyduğunu düşünüyorum. Yazıyı ve anlaşılırlığını çok beğendim.