AVRUPA Şampiyonası Grup Elemeleri kura çekimi sonrası ülkemizde her kura çekimi sonrasında olduğu gibi resmi bayram kutlamalarına benzer şenlikler düzenlendi.

Hollanda’dan başka bir tek THY rakibimiz olacaktı. Diğerlerini sarısı alınmış sahanda yumurta yapacaktık. Ne de olsa takımın başında devlet’lüm padişahım vardı. O hepsini halledecekti. Sadece Hollanda için cümbür cemaat kenetlenecek, totem, dua, tezahürat ve nümayişlerle imparator hazretlerine demir hindi şerbeti katkısında bulunacaktık.

Fikstür üzerinde anlaşıldı ve maçlar başladı. Biz önce yumurtaları kıracaktık. Sonra Hollanda maçlarında testiler tokuşacaktı. Hesap buydu. Fikstür bile buna göreydi. Ama öyle olmadı. Hesap Etiler’den döndü TEM’e giriş yaptı. Köprüye gelmeden servis şeridine girdi. Dörtlüleri yaktı. Hala orada. Omuz bekliyor.

Önce İzlanda’ya gittik. Adamlar bizi “futbol mandaları” yaptı. Artık bizimle oldukları yerde İzlanda’lılar parmak kaldırmadan konuşabilecekler. Sonra Çek’ler bizi hem de kendi evimizde çekip çekiştiriverdiler. Misafir geldikleri yerden “mal sahibi” çıktılar. Tam artık bu kadar kaza düşman başına deyiverecek ken Letonya da bizden “kolonya” yaptı. Şişeye koydular, kapağını açık koyup uçuruverdiler umutlarımızı. Artık dünya kupası elemelerindeki rakiplerimizi bekliyoruz. Ne güzel!.

Şimdiden duruma müdahale etmekte fayda mülahaza ediyorum. Hazır makaram sarı bağlamışken bir  iki tavsiyem olacak.

Biliyorsunuz bizim federasyonun elinde bir tek firavunda bulunan “hazine” var. Çok ciddi bir bütçeye sahip. Zaten sadece “direktör” hazretlerinin yevmiyesi her şey hariç  27.500 TL’ye geliyor. Bu bile işimi görür.

Ayrıca federasyon, dış saha organizasyonlarına  Avusturya-Macaristan’ı işgal edebilecek  sayıda zat-ı şahanelerini götürüyor. Para bol ya. Sekreterin halasının oğlunun dayısının kızkardeşinin eniştesinin baldızının eltisinin görümcesi bile bir görümlük milli seyahat edeyim sonra öleyim dercesine işgal kuvvetlerine dahil oluyor. Bu kalabalığı kurtuluş gününde bile  bir arada görmedik diyen İzlanda’lı, Letonya’lı, Malta’lı, San Marino’lu  rakiplerimiz de üç karış memleketimiz var o da  elden gidecek korkusuyla ne kadar güçleri varsa, o kadar ıkınıyor. Üstümüze ediyorlar. Sonra ortalığı pislik götürüyor. Yenilip, geliyoruz. 

Bizimkiler fikstür çekimi sırasında tur atladıklarını düşündüklerinden,  aslında bize atlandığını dönüşte havalimanın da anlıyor olacaklar ki ne kadar hünerleri varsa orada gösteriyorlar. Sağa sola Clark Gable pozları ile salya sümük girişiyorlar.

Neyse ben tavsiyemi yapayım,

Bu elemelerde dökülenleri topladık. Belki üçüncü olur eleme maçına çıkarız. Ancak bu turnuvada yaptığımız seyahatlerden elde ettiğimiz milleri  toplayarak dünya kupası elemelerinde kullanmayı düşünür sek belki maç yapmadan FİFA tarafından “en milli “takım olarak  direkt turnuvaya alınabiliriz.

Fena mı? Gerekenleri yapacağız derken, ne yapılması gerektiği konusunda fikirleri olmayan ince güllerimin aklına böyle ince fikirler gelebilir mi? Rahat, batmaktan emekliye ayrılırsa belki.

Herkese selam, milli takıma mil toplamaya devam.